Önsöz: Bu yazı, İstanbul’daki dış mekan çekimi yaptırmak isteyen ve çekim mekanları araştıran çiftler için yazılmıştır. Dolayısıyla daha çok geleneksel ya da klasik ve fine art düğün fotoğrafı çektirmeyi düşünen çiftlere hitap etmektedir. Bu yazının devamı niteliğindeki Düğün Fotoğraflarınıza Anlam Katacak Dış Çekim Mekanları başlıklı yazımda, belgesel düğün fotoğrafı çektirmek isteyen çiftlerin de yararlanabileceği fikirleri bulabilirsiniz.
Artık kimsenin düğün fotoğrafı çektirmek için stüdyolara gitmediğini hepimiz biliyoruz. Ancak, yaz aylarında her hafta sonu binlerce gelinin fotoğraf çektirmeye gittiği parklar ve bahçelerin de stüdyolardan pek bir farkı kalmadı.
Eğer siz de, düğün gününüzde bu yerlerden birine gitmeyi planlıyorsanız, iki kere düşünün derim. Zira, en özel hissetmeniz gereken günde, onlarca gelinden biri durumuna düşebiliyorsunuz.
Fotoğrafçınız ne kadar iyi, size yaklaşımı ne kadar özel olursa olsun, bu durumda kaldığınızda sıradan hissetmemeniz pek mümkün değil.
Düğün gününde sıradan hissetmemeniz için kesinlikle uzak durmanız gereken dış çekim mekanlarını sizin için derledim. Keyifli okumalar.
NOT: Neden bazı fotoğrafçıların “dış çekim”, bazılarının “katalog çekimi”, bazılarının ise “albüm çekimi” dediğini biliyor musunuz? Bunları, ve düğün fotoğrafçısı tekliflerindeki daha bir çok terimi açıkladığım eğlenceli yazımı incelemenizi öneririm.
1- Fenerbahçe Parkı
Bundan yıllar önce ben de, çiftlerimle birlikte, Anadolu yakasının bu populer yeşil alanına gidip çekim yapardım.
O zamanlar düğün fotoğrafçılığı stüdyolar ile sınırlıydı. Bu yüzden parkta karşılaştığımız, kitap okumaya ya da temiz hava almaya gelmiş insanlar bizi görünce şaşırırdı. Hatta reklam çekimi yaptığımızı sanıp, durup bizi izlerlerdi.
Aslında yakın zamanda çekim için yine Fenerbahçe Parkı’nı ziyaret ettim, ve çiftimle yukarıdaki fotoğrafı elde ettik. Ama bu sefer Fenerbahçe Parkı’nı seçmemiz için oldukça geçerli bir sebebimiz vardı. Gerekçemizi Nesil ve Ümit’in düğün hikayesini okuduğunuzda anlayacaksınız
Yıllar geçtikçe, fotoğraf çekimi için Fenerbahçe Parkı’na gelen gelin ve damatların sayısı artmaya başladı. Ama benim için dönüm noktası, bir çekim günü çiftim arabadan inerken, tanımadığımız bir fotoğrafçının, beni farketmeyip, çiftin yanına gelip dış çekim teklif ettiğini görmek oldu.
Sözünü ettiğim sahne, bu fotoğraftaki Merve ve Canefe’nin düğün gününde yaşandı. Bu sahneyi görünce, yakın gelecekte, çiftlerin “nasıl olsa bir fotoğrafçı buluruz” düşüncesiyle parka gitmeye, fotoğrafçıların da müşteri bulmak için parkta dolaşmaya başlayacağını hissettim. O günden bu yana, şartlar gerektirmedikçe, Fenerbahçe Parkı’nda dış çekim önermiyorum.
Gerçekten de artık bir çok çiftin düğün fotoğraflarının fonunda Fenerbahçe Parkı var.
2- Emirgan Korusu
Dış çekimlerin popüler mekanlarından biri de Emirgan Korusu.
Buradaki son çekimimi, yine yıllar önce, düğün mekanı olarak Pembe Köşk‘ü seçen bir çiftim ile yapmıştım. Onları yormamak açısından Koru çok uygun bir tercihti. Ama çekim sırasında, çiçek bahçelerinde, ahşap köprüde ve merdivenlerde, fotoğrafçılarıyla birlikte sıra bekleyen çiftler gördüm!!
Genelde bu mekanda çekilmiş fotoğraflara baktığınızda, güzel bir ortamda tek bir gelin ve damat, ve onların romantik ve eğlenceli pozlarını görüyorsunuz. Bu fotoğraflar sizi yanıltmasın.
Eğer bir yaz haftasonu bu koruya giderseniz, ortamın hiç de o kadar eğlenceli ya da romantik olmadığını farkedeceksiniz. Bir çok gelin ve damadın birbirleriyle neredeyse köşe kapmaca oynadığını göreceksiniz. Onları komik şekillere sokan fotoğrafçılarla, stüdyo tipi ışıkları taşıyan asistanlarla karşılaşacaksınız.
3- Yıldız Parkı
Bu güzel parkın haftasonları gelinler-damatlarla nasıl dolduğuna şöyle örnek vereyim; Maliye Bakanlığı’na bağlı müfettişler ve İstanbul Fotoğrafçılar Odası, kayıt dışı çalışan fotoğrafçıları tespit etmek için zaman zaman Yıldız Parkı’na baskın yapıyorlar. O kadar popüler bir mekan yani.
Kalabalıktan rahatsız olmasanız bile, çekimlerin ortasında fotoğrafçınıza vergi levhası ya da fatura soran müfettişlerin düğün gününüzün büyüsünü bozmasını isteyeceğinizi sanmıyorum. (Bu vesileyle, Erkin Ağsaran Photography‘nin, yıllardır vergi yükümlülüklerini yerine getiren bir şahıs firması olduğunu gururla belirtirim).
Bizim de Vicky ve Alper’in düğün gününde yukarıdaki fotoğrafı çekmek için Yıldız Parkı’na gitmemizin tek sebebi, İstanbul Boğazı’na açılacakları tekneye, parkın kapısından 500 metre ileride binecek olmalarıydı.
4- Haydarpaşa Garı
İstanbul’un bu önemli tarihi yapısı, harika mimarisi ile güzel bir kapalı mekan alternatifi sunuyor. O kemerli kapı ve pencerelerin önünde, peronlarda ya da merdivenlerde çekim sıranızı beklerken, mimariyi detaylıca incelemek için yeterince vaktiniz olacak. Ama bu bekleyiş sırasında çok özel hissetmeyeceğinizi söyleyebilirim.
Üstelik bir çok kapalı dış çekim mekanında olduğu gibi burada da, fotoğrafçıya ayırdığınız bütçeye, çekim izni için mekana yapacağınız ödemeyi de eklemeniz gerekecek. Onun yerine toplamda daha az ödeyerek, mekan farkı gözetmeksizin iyi fotoğraf üretebilen bir fotoğrafçıyla anlaşabilirsiniz.
5- Koç Müzesi
Ve işte, İstanbul’daki binlerce düğün fotoğrafçısının portfolyosundan tanıdığınız o klasik arabaların, nostaljik uçağın, emekliye ayrılmış vapurun yuvası olan Koç Müzesi.
O tramvayın kapısından sarkıp eşine öpücük vermek, bir klasik otomobilin içine (hatta üzerine) gelinliğiyle uzanmak, ya da sadece vapurda evlenmiş izlenimi vermek isteyen çiftler, belirli bir ücret karşılığında Koç Müzesi’nin popüler çekim noktalarında sıraya girebiliyor. Beklerken, çevredeki diğer gelinlerin makyajı ve gelinliği hakkında dedikodu yapmak bedava.
(NOT: Yazdıkça açıldım galiba, ama bu noktada şu notu da ekleme ihtiyacı hissediyorum; Yukarıdaki paragraflarda karşılaştığınız üslup ve göndermeleri kullanmamın sebebi, sadece okumayı daha keyifli hale getirmekti. Bu yazıyla şaka yollu eleştirdiğim şey, kesinlikle kişiler ya da kurumlar olmayıp, yurdumuzda düğün fotoğrafçılığına olan ticari ve yüzeysel bakış açısıdır. Bu sayfada yazdıklarım, istemeden de olsa kimseyi incitiyorsa şimdiden özür dilerim.)
Burada anlattığım durumlara düşme ihtimalinizin yüksek olduğu dış çekim mekanlarını listelemeye çalıştım. Bunlara sizin de eklemek istediğiniz mekanlar varsa, bana ulaşabilirsiniz.
Bir sonraki yazımda ise, sıradan hissetmeden, düğününüzü anlatan fotoğraflar çektirebileceğiniz mekanlardan bahsedeceğim. Bu yazıyı, faydalanacağını düşündüğünüz, dış mekan çekimi yaptırmayı düşünen tanıdıklarınızla paylaşmaktan çekinmeyin lütfen.
Bu yazıda en çok ilginizi çeken şey ne oldu?