İrem ve Barış’ın düğün tarihi, tam da benim evlilik yıldönümüme denk geliyordu. Düğün Tekirdağ’ın Hayrabolu ilçesinde olacaktı. Biz de eşimle, o haftasonu Tekirdağ yakınlarında bir kaçamak yapmaya karar verdik. Sabah oradan Hayrabolu’ya kolayca geçebilecek, ve bu Tekirdağ düğün hikayesini fotoğraflayabilecektim.
Bu düğünün benim için en güzel yanlarından biri de, o gün çektiğim fotoğraflardan bir tanesiyle hem WPJA altın madalyon ödülümü, hen de ilk Fearless ödülümü kazanmak oldu. O fırtınalı düğünün hikayesini sayfanın sonunda, fotoğrafların altında okuyabilirsiniz.
Düğünden önceki gece Tekirdağ’a yağan şiddetli yağmur, ertesi gün için bir uyarı gibiydi. Ancak sabah İrem ile kuaförde buluştuğumuzda, güneş gülen yüzünü gösteriyordu.
Hazırlıklardan sonra biraz dış çekim için dışarı çıktık. Keyifli bir çekimin sonuna doğru, hava yine bozmaya başlayınca, eve dönme zamanının geldiğine karar verdik. Dönüş yolunda, sarı bir tepenin üzerinde tek başına duran ağacı görünce, son bir kare için arabayı durdurmalarını rica ettim. Bastıracak olan sağanağa yakalanma riskine rağmen beni kırmadılar. Burada bir kaç kare daha çektikten sonra eve döndük. Abartmadan söylüyorum, biz binadan içeri girdikten sadece 20 saniye sonra, bulutlar bütün yüklerini Hayrabolu’nun üzerine boşalttılar. İliklerimize kadar ıslanmaktan son anda kurtulduk.
Çekimden sonra evde biraz dinlendikten sonra, düğün için mekana geçtik. Yukarıda sözünü ettiğim ödüllü düğün fotoğrafını da evden çıkış sırasında yakaladım.
Düğünde, hava İrem ve Barış’a bir kaz daha bir güzellik yaptı. Düğün saatinden önce yağmur yine kesilmişti. Açık havadaki düğün sırasında yüzümüze düşen birkaç damla dışında bir sorunla karşılaşmadık. Düğün bitip de davetliler ve çift araçlarına bindikten sonra, sağanak tüm şiddetiyle geri döndü. Bir kez daha bulutlar, çiftin keyfini kaçırmamak için beklemişti sanki.
İrem ve Barış’a bahtlarının hep o Tekirdağ düğün günündeki kadar açık olmasını dilerim.
Bu yazıda en çok ilginizi çeken şey ne oldu?