Ayfer, Saint Antoine Kilisesi‘nde yapacağı Katolik düğünü için bir fotoğrafçı ararken bana ulaşmıştı. Hem düğün hikayesini anlatabilecek fotoğraflar çekebilen, hem de Amerika’lı nişanlısı Jon’un ailesiyle de iletişim kurabilecek bir düğün fotoğrafçısına ihtiyacı vardı. O tatlı sohbetin sonunda telefonu kapatırken, bu kriterleri sağladığımdan emin olduğu, ses tonundan anlaşılıyordu.
Tanıştığımızda Jon, liderlik üzerine yazdığı Grass is Browner isimli kitabını tamamlamak üzereydi. Bugün hala, kitabının tanıtımı sırasında, Ayfer ile tanışma hikayesini gururla anlatmaktan keyif alıyor.
Ve ben de, bu düğünde çektiğim fotoğraflar ile kazandığım iki farklı WPJA ödülünü gururla anlatmaktan keyif alıyorum 🙂
Düğün günü, hazırlıklar için Ayfer ve Jon’a Wydnham Grand Kalamış‘ta katıldım. Sonrasında Sent Antuan Kilisesi‘ne geçmek için Uber çağırdık. Orada, yüzükleri taşıyan çocuktan, tabelayı taşıyan kızlara, çiftin, ailelerin ve Peder’in yürek ısıtıcı konuşmalarına kadar her detayıyla estetik bir Katolik düğünü ile evlendiler.
Akşam ise, yurt dışından gelen misafirlerine İstanbul deneyimi yaşatmak için, Boğaz’da tekne düğünü yapmayı seçmişlerdi. Yemek sırasındaki arkadaşları davetlilere keyifli konuşmalar sundu. Gecenin davetlilerde küçük bir panik havası yaşatan kısmı, tekne görevlilerinin pasta kesimi sırasında sert rüzgar altında meşale yakması oldu.
Ayfer ve Jon ile düğün öncesi yaptığımız nişan çekimine de buradan ulaşabilirsiniz.
Bu yazıda en çok ilginizi çeken şey ne oldu?