Tuğçe Kıbrıs’lıydı. Ali ise İstanbul doğumluydu, fakat Kıbrıs’ta yaşıyordu. Her ikisinin de İstanbul’da bir çok arkadaşı ve aileleri olduğundan, düğün için de burayı seçtiler. Tuğçe düğününün poz vermeden, belgesel tarzda fotoğraflanmasını tercih ediyordu. Ayrıca dış çekimi yaşadığı şehirde yaptırmak istiyordu. Bu yüzden düğünlerini İstanbul’da, dış çekimlerini Kıbrıs’ta gerçekleştirdim.
Önce fotoğraflar gelsin, sonra da hikayeyi okuyun.
Düğün hikayesi
Kıbrıs’ta dış çekim
Tuğçe ile, İstanbul’a düğün alış verişi yapmak için geldiğinde görüşmeye karar vermiştik. Gerçekten de, ilk yüz yüze görüşmemiz, gelinlik seçmek için gittiği Suadiye’deki Vakko wedding‘den çıktığında oldu. Ali’nin annesi de ona yardım etmek için gelmişti.
Düğün gününde, hazırlıklar için Wyndham Grand Kalamış‘ta buluştuk. Bu otel, Kadıköy bölgesindeki düğün mekanlarına yakınlığı dolayısıyla, düğün hazırlıkları için çok mantıklı bir seçim. Tuğçe ve Ali’nin düğünü de Galatasaray Kalamış Tesisleri‘nde olacağı için, seçtikleri otelin konumu idealdi.
Hazırlıklar tamamlanınca düğün mekanına geçtik. Deniz kenarındaki nikahın ardından terasta eğlenceli bir parti ile geceye devam ettik. Düğün pastası, Tuğçe’nin pasta / tatlı markası sahibi olan nedimesi tarafından hazırlanmış olan bir naked cake idi.
Günün son sürprizi gecenin sonunda gerçekleşti. Her zaman olduğu gibi çift ve davetliler ile tek tek vedalaştıktan sonra ekipmanımı toparlamıştım. Arabama doğru yürürken, çift ile tekrar karşılaştım. Tek başlarına orada durmuş, bir şey bekliyor gibi görünüyorlardı. Sorunca, kiraladıkları aracın ve sürücünün ortalıkta olmadığını, bir araç beklediklerini söylediler. Bu durumda onları otele bırakmayı teklif ettim, ve gecenin sonunda gelin ve damadı otellerine bıraktım. Otele varınca bir kez daha, Kıbrıs’taki dış çekimde görüşene kadar vedalaştık.
Bu yazıda en çok ilginizi çeken şey ne oldu?