Düğün fotoğrafçılığında ekipman seçimi

Bu yazıyı ilk kez bundan yıllar önce yayınlamıştım. 5Dmk2’nin yeni çıktığı yıllardı, öyle düşünün. Ama o zamandan bu yana bu yazının çektiği ilginin hiç azalmadığını, aksine, düğün fotoğrafçılığı için makine arayanların ilgisinin arttığını farkettim. Bu yüzden, yazıyı daha güncel bilgilerle yenilemeye karar verdim. Umarım faydalı olur.

Öncelikle hatırlatmak isterim ki, fotoğrafı çeken makine değil, fotoğrafçıdır. En yeni ve pahalı ekipmanlarla kötü sonuçlar üreten fotoğrafçılar gördüğüm gibi, sadece bir kullan-at fotoğraf makinesiyle harikalar yaratan fotoğrafçılara da rastladım. Ancak konu düğün fotoğrafçılığı olunca, ekipmanımın beni sınırlaması kabul edilebilir bir durum değil.

Her iyi fotoğrafçı, zaman içinde kendine özel bir tarz geliştirir. Bu tarza ve amaca göre de kullanacağı ekipmanları seçer. Zaman içinde fotoğrafçı farkeder ki, bir düzine fotoğraf makinesi ve onlarca lens arasından, belki de sadece 2-3 tanesini sıklıkla kullanıyor, diğerlerine sadece çok özel durumlarda ihtiyaç duyuyor.

Dolayısıyla, yeni başlayanlara “düğün fotoğrafçılığı için şu lensi kullanmalısınız” ya da “gelin damat çekecekseniz bu markadan başkası olmaz” gibi spesifik kurallar vermek mümkün değil. Ama çoğu tecrübeli fotoğrafçının, kendi tarzlarına uygun olduğu için sık kullandıkları bazı lensleri özetleyebiliriz.

Aşağıda, düğün hikayesi (tüm gün düğün fotoğrafları) çekiminde en yaygın iki tarz için lens tercihlerini inceledim. Benzer bakış açısını dış çekime de uyarlayabilirsiniz.

Tabi bu lensleri, full frame makineleri düşünerek yorumlamak gerektiğini belirtelim. Eğer makineniz full frame değilse, odak uzunluklarını makinenize göre hesaplamayı size bırakalım.

NOT: Bu yazıyı okuduktan sonra, Türkiye’de ve dünyada düğün fotoğrafçısı fiyatlarını analiz ettiğim yazımın da ilginizi çekeceğini düşünüyorum.

Fine art düğün fotoğrafçıları için lensler

Fine art düğün fotoğrafçılığın ne demek olduğunu şu yazımda açıklamıştım. Orada da göreceğiniz gibi, bu tür fotoğrafçılar genelde konunun güzelliğini, hoş bir atmosfer oluşturarak sunmaya çalışıyor.

Genelde fine art fotoğrafçılar, çifti güzel ve estetik göstermenin yanı sıra, detayların fotoğraflarını çekmeyi, ve konuyu arka plandan mümkün olduğunca ayırmayı tercih ediyor. Her ne kadar aydınlık bir mekan seçme ya da yapay ışık kullanma lüksleri daha fazla olsa da, netlik derinliğini küçük tutmayı tercih ediyorlar.

Dolayısıyla bu beklentileri karşılayacak lensler genelde f1.2, f1.4 gibi geniş diyafram açıklığına sahip oluyor. Fine art fotoğrafçıların tercih ettiği lensler arasında 50mm ve 85 mm sabit odak uzaklıklı lensler oldukça popüler.

Elbette kadrajda çeşitlilik yaratmak isteyen fotoğrafçılar, bu ana tercihlerin yanı sıra daha geniş (35mm) ya da daha uzun lensleri de çantalarına ekliyor. Sabit odak uzunluklu lensler yerine daha esnek davranmak isteyenler ise, 24-70 ve 70-200 kombinasyonunu tercih edebiliyor.

Bu tür fotoğraf çekimlerinde çifte poz verdirmek için yeterince zaman olduğundan, lensin netleme hızı o kadar da önemli olmayabiliyor.

Belgesel düğün fotoğrafçıları için lensler

Belgesel düğün fotoğrafçıları konuya biraz daha farklı yaklaşıyor. Çifte uzun uzun poz verdirmek yerine, düğün gününde yaşanan olayları yakalamaya çalışıyorlar. Belgesel düğün fotoğrafçılığını da şu sayfada örnekleriyle detaylıca açıklamıştım.

Bu tür fotoğrafçılar, yaşanan benzersiz anları gerçekleştiği anda yakalamaya çalıştıkları için, lensin netleme hızı önem kazanmaya başlıyor.

Bu fotoğrafçılar ayrıca, fotoğrafladıkları kişinin çevresiyle ve diğer kişilerle etkileşimini de fotoğraflara yansıtmaya gayret ediyor. Bu yüzden, kişiyi çevresinden soyutlayan çok geniş diyafram açıklıklarını pek fazla kullanmıyorlar.

Öte yandan sürekli değişen mekan ve ışık koşullarına daha çabuk tepki verebilmek zorundalar. Bazen çok loş ortamlarda, yapay ışık üretmeye fırsat bulamadan çekim yapmak zorunda kalabiliyorlar. Bu yüzden diyaframı geniş ya da ISO’yu yüksek tutmanın zorunluluk olduğu durumlar, belgesel düğün fotoğrafçılığında sıklıkla yaşanıyor.

Dolayısıyla, bu tür fotoğrafçılar f1.2 gibi diyafram açıklığı çok büyük lensleri pek kullanmıyor, ışığı çok yüksek ISO performansı gösteren makineler ile telafi ediyorlar.

Belgeselcilerin fine art fotoğrafçılara göre kullandıkları odak uzaklıklarında da bir fark göze çarpıyor. Belgesel fotoğrafçılar, genelde olayların içinde olmayı, fotoğrafta çevreyi göstermesine rağmen çifti ön plana çıkarmayı hedefliyor. Bu yüzden geniş açılı lenslere daha çok yöneliyorlar. Daha hızlı ve çok fazla dikkat çekmeden hareket edebilmek için de daha küçük hacimli lensler faydalı oluyor.

Dolayısıyla belgesel düğün fotoğrafçıları genelde 35mm ya da 28mm gibi lensleri tercih ediyor. Daha büyük odak uzaklıklı lens ihtiyaçları için de 85mm ya da 50mm kullanabiliyorlar.

Makineler, markalar, aynasızlar, vb

Farkındaysanız şu ana kadar makinelerden değil, lenslerden bahsettim. Çünkü her fotoğrafçının makine konusunda tercihi farklı olabilir. Bazıları bir markanın ürettiği renkleri kendisine daha yakın bulurken, diğeri diğer markanın kullanımına daha alışık olabilir.

Genelde profesyonel düğün fotoğrafçıları full frame makineler tercih ediyor. Ancak en azından ikinci makine olarak daha küçük sensörlü makine kullanan profesyonel fotoğrafçı sayısı da az değil.

Bir de aynasız konusu var ki, kendi başına bir yazıya konu olabilir. Kısaca şöyle diyelim; aynasız makineler bazı fotoğrafçıların çalışma tarzına çok uygun düşerken, bazılarının ise ihtiyaçlarını karşılamıyor. Aynasız tercih etmek için tarzınızı biraz daha iyi tanımanız, bu tip makinelerin teknik açıdan tarzınızı destekleyip desteklemediğini görmeniz gerektiğini söyleyebilirim.

Peki ben ne kullanıyorum?

Ben bir belgesel düğün fotoğrafçısıyım. Dolayısıyla düğünleri fotoğraflarken içinde bulunduğum senaryolar, doğal ışık şartlarında, çoğu zaman dar ve loş iç mekanlarda, çok hızlı şekilde fotoğraf çekmemi gerektirebiliyor. Çiftlere poz verdirmeden, mesela anlık bir yüz ifadesini ya da bir kucaklaşmayı yakalamak için bana düşen görev, gelecek olan anı hissedip kendimi buna hazırlamak. Öyleyse o an geldiğinde, ben deklanşöre bastığımda, lenslerim de az ışıklı mekanlarda hızlı, hareketi donduran fotoğrafları çekmeye uygun olmalı. Fotoğraf makinem ise, fotoğrafın açısını sınırlamayan, geniş açı lens kullanıldığında dar bir odadaki bütün aksiyonu bir kareye sığdırabilen full-frame bir makine olmalı.

Başlangıç ve orta seviyedeki fotoğraf makineleri, her ne kadar imaj kaliteleri yüksek olsa da, kısa mesafede geniş açılı fotoğraflar çekmeye çok uygun değiller. Dolayısıyla bu tür makinelerle çekilen fotoğraflar, mesela gelinin ya da damadın mutlu gülümsemesiyle kareyi dolduruyor. Oysa bence belgesel düğün fotoğrafçısının görevi, bu gülümsemenin kime ya da neye karşılık olarak verildiğini, gelinin çevresindeki insanların bu mutluluğa ya da gözyaşına nasıl katkıda bulunduğunu göstermek olmalı.

Bunu sağlamak için de çoğu zaman geniş açı lens kullanmak zorundayım. Ancak, orta seviye makineler için özel olarak yapılmış geniş açı lensler var olsa da, maalesef bunlar henüz bir önceki paragrafta bahsettiğim hız ihtiyacını karşılayamıyor.

Tabi ki bir belgesel düğün fotoğrafçısının bile, daha yakın plan çekilmiş, gelini ve damadı çevrelerinden izole eden, sadece onların güzelliklerine odaklanan fotoğraflar üretmesi de gerekiyor. Bu tür fotoğrafları elde etmek için düğünün akışı sırasında lens değiştirmekle zaman kaybetmemem gerekiyor. O yüzden de düğünlere en az iki makineyle gidiyorum, ikisi de sürekli üzerimde asılı oluyor. İkisinde farklı yeteneklere sahip birer lens takılı oluyor, böylece gerektiği anda, fotoğrafı kaçırmadan, duruma uygun ekipman kullanabiliyorum.

Sonuç

Bir söz vardır; amatörler makineler hakkında, profesyoneller ise ışık hakkında konuşur derler. Ama elbette herkesin bir başlangıç noktasına ihtiyacı var. Günümüzün teknolojisiyle neredeyse her makinenin, hatta her cep telefonunun, teknik olarak çok iyi fotoğraf çekmenizi sağlayacak özellikleri var. Ama unutmamak gereken, fotoğrafı fotoğrafçının çektiği. Elbette en iyi fotoğraf makinesi ve lensler işinizi kolaylaştıracaktır. Ancak ekipmana yatırım yaparken, kendi tarzınızı belirlemeyi ve geliştirmeyi ihmal etmeyin. Sizi diğerlerinden farklı kılacak olan da budur.

Umarım bu bilgiler, sizin de kendi yolunuzu çizmenize yardımcı olur.