Daha önce Facebook sayfamda da duyurmuş olduğum gibi, Las Vegas’ta Wedding and Portrait Photographers International (WPPI) tarafından düzenlenen dünyanın en büyük düğün fotoğrafçılığı konferansına bu yıl ilk kez katıldım. Biraz gecikmeli de olsa, oradaki izlenimlerimi ve deneyimlerimi paylaşmak istedim.
WPPI konferansında, dünyanın önde gelen düğün ve portre fotoğrafçıları, bir çok farklı konuda konuşmalar yapıyor, eğitimler veriyor. Bu büyük etkinlik, yine dünyanın her tarafından binlerce fotoğrafçıyı Las Vegas’a çekiyor.
10 güne yayılan etkinlikler boyunca, dünyanın önde gelen düğün ve portre fotoğrafçıları, birçok farklı konuda seminerler verdiler. Konuşmacı olarak kimler yoktu ki; Grand Master Photographer olarak bilinen sevgili dostumuz Yervant, yeni dönem düğün fotoğrafçılığının dahi çocukları Jerry Ghionis, Jim Garner, Roberto Valenzuela, dünyaca ünlü portre fotoğrafçıları Peter Hurley ve Lindsay Adler, yılların eskitemediği diva Bambi Cantrell, fine art düğün fotoğraflarının önde gelen isimleri Elisabeth Messina ve Jose Villa, bu yıl Ömür Boyu Başarı ödülü alan Cliff Mautner, Lightroom doktoru olarak bilinen Jared Platt, fotoğraflarının yanısıra iş adamlığı ile de tanınan Jared Bauman, Photoshop ve Lightroom aksiyonlarıyla fotoğrafçıların hayatını kolaylaştıran Kevin Kubota, geçen yıl Atina’da biz Türk fotoğrafçıların sevgilisi haline gelen diğer bir dostumuz Sam Sciarrino, fotoğrafçı eğitiminin en tanınmış isimlerinden Scott Kelby, ve diğer üstadlar.
Benim için ayrı bir değer taşıyan konuşmacı ise, 2006 yılında asistanlığını yaptığım, sayesinde düğün fotoğrafçılığına ilk adımımı attığım Storey Wilkins idi. Kendisi ile yıllar sonra tekrar bir araya gelmek beni çok mutlu etti.
Öte yandan, konferansın paralelinde devam eden fuarda da, düğün belgeseli teriminin mucidi ve Kennedy ailesinin düğün fotoğrafçısı Dennis Reggie ile, Jennifer Lopez gibi ünlülerin düğünlerini belgesel tarzda fotoğraflayan Joe Buissink özel misafir olarak bulunuyordu. Kendilerine de çalışmalarıyla ilgili merak ettiğim konuları sorma şansını buldum.
Etkinlik 10 gün sürmüş olmasına rağmen, o kadar yoğun bir program vardı ki, aynı anda 7-8 ayrı salonda gerçekleştirilen seminerler arasında seçim yapmakta zorlandık, ve elbette bazı seminerleri feda etmek zorunda kaldık. Her bir konuşmacı farklı bir konuyu ele almış olsa da, çoğunun konuşmasında öne çıkan ortak nokta, kendi stilini bulmak konusuydu; Özellikle Türkiye’de herkesin birbirini taklit ederek aynı mekanlarda dış mekan çekimi yaptığı, temelde birbirinin aynı olan pozları verdirttiği, bilinen birkaç üreticiden alınmış birbirinin aynı görünen panoramik albüm setlerini dağıttığı günümüz düğün fotoğrafçılığında, bu konu biraz yabancı gelebilir. Özetle, bir fotoğrafçının fotoğrafı nasıl gördüğünü belirleyen en önemli etken, o fotoğrafçının çocukluğunu nasıl yaşadığı, hayatı nasıl gördüğü, nelerden hoşlandığı, kısaca kişiliği olarak ortaya çıkar. Her bir fotoğrafçının farklı bir kişiliği, ruhu vardır, bu ruh da fotoğraflarına yansır. Diğer bir deyişle fotoğrafçılar, çektikleri her karede aslında kendi ruhlarından bir parçayı da gösterirler. Birbirini taklit eden fotoğrafçılar, aslında kendilerini diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerini kullanmamış oluyorlar, dolayısıyla diğer fotoğrafçılarla aralarında pek bir fark kalmıyor.
Jerry Ghionis konferansın yıldızıydı. Zaten bir çok etkinlikte sunuculuk rolünü de üstlenmişti. Hele kendi seminerinde yaptığı, 3 boyutlu düğün fotoğrafarından oluşan slideshow, salonu dolduran yaklaşık 1000 kişinin ağzını açık bıraktı.
Fuarda stand açmış olan dünyaca ünlü albüm üreticilerinin albümlerine hayran kaldım. Bizim ülkemizde çiftlere dayatılan albümler ile kıyaslanamayacak kadar güzellerdi. Çok uzun yıllar sonra tekrar tekrar bakacağınız düğün albümünün, o uzun yıllar boyunca dayanacak kadar kaliteli ve değerini kaybetmeyecek kadar estetik olması gerektiğini bilen firmalar, olabilecek en güzel albümleri üretmek için birbiriyle yarışmışlar açıkcası. Eğer WPPI’da gördüğüm sanat eserlerine düğün albümü deniyor ise, Türkiye’de bir çok fotoğrafçının verdiği panoramik albüm setlerine ne demeli? Elbette benim verdiğim düğün albümlerini ayrı tutuyorum, ve kendileriyle dünya standartlarına yaklaşabilmiş olduklarından dolayı gurur duyuyorum 🙂
Las Vegas’ta sevgili Evrim İçöz ile tanışma şansını da buldum. Kendisi uzun yıllardır Amerika’da yaşayan bir Türk fotoğrafçı. Tanışmamız da Yervant sayesinde oldu. Ben fuarda hayran hayran Joe Buissink albümlerine bakarken, omzuma bir elin dokunduğunu hissettim. Döndüğümde karşımda Yervant’ı gördüm. “Seni başka bir Türk ile tanıştıracağım” diyordu. Yanında yüzünde sıcak bir gülümsemeyle duran kişinin Evrim olduğunu öğrenince çok şaşırdım. Ortak arkadaşlarımız olduğu için uzun zamandır kendisiyle tanışmak istiyordum, Yervant sayesinde bu isteğim gerçekleşmiş oldu.
Son gece WPPI ödül törenine de katıldık. Hem bu yılki WPPI yarışmasında ödül kazanan fotoğrafçılara, hem de düğün fotoğrafçılığına yön veren önemli isimlere ödülleri dağıtıldı. Ödül alan fotoğraflar ve fotoğrafçılar bir yana, ben asıl ödül töreninin kendisine hayran kaldım. Tören gecesi için o kadar kaliteli, eğlenceli ve profesyonel bir organizasyon hazırlanmış ki, bir ara kendimi Oscar gecesinin küçük çaplı bir versiyonunda gibi hissettim. Dünyada portre ve düğün fotoğrafçılığın ne kadar ciddiye alındığını, ve fotoğraf sanatçılarına ne kadar önem verildiğini merak eden herkesin bu ödül törenini izlemesi gerektiğini düşünüyorum.
Las Vegas’ta geçen 10 günde, dünyada düğün fotoğrafçılığının bugünü ve geleceği hakkında çok şey öğrenirken, dünyanın her tarafından fotoğrafçılarla bir araya gelip sohbet etmenin keyfini yaşadım. Böylesi bir etkinliğe, sevgili dostum Serhan Serter ve ben hariç Türkiye’den katılan başka düğün fotoğrafçısı olmadığını görmek beni biraz üzdü. Umarım ilerleyen yıllarda WPPI’a tekrar katılma şansı buluruz, ve orada daha fazla Türk fotoğrafçı ile karşılaşırız.
Bu yazıda en çok ilginizi çeken şey ne oldu?