Düğün Fotoğrafçısı

İster bir destinasyon düğünü yap, ister sadece bir nikah ile evlen, farketmez. Evleneceğin gün, diğer hiç bir güne benzemeyecek. O gün sevinci, coşkuyu, hüznü, heyecanı, kısacası onlarca farklı duyguyu bir arada yaşayacaksın. Hayatının başka hiç bir döneminde, bu kadar farklı duyguları aynı günde yaşamıyorsun. İşte bu yüzden, düğünün ne kadar sade ya da ne kadar şık olursa olsun, gün boyu çekilecek belgesel düğün fotoğraflarının değeri yıllar geçtikçe artacak. Düğününde bir belgesel düğün fotoğrafçısı ile çalışmanın avantajlarını açıkladığım yazıya şu sayfada ulaşabilirsin.

Klasik düğün fotoğraflarından farklı olarak, belgesel ağırlıklı bir düğün fotoğrafçılığı tarzım olduğunu söyleyebilirim. Zorlama gülüşleri değil, en doğal kahkahaları ömür boyu kalıcı kılıyorum.

Düğün gününde mutluluğunu ve heyecanını en saf haliyle, olduğundan farklı göstermeye çalışmadan fotoğraflamaya odaklanıyorum.

Senin için çektiğim fotoğraflardan öncelikle ben kendim memnun olmalıyım. Fotoğraflara baktığımda senin düğün hikayeni hatırlamalı, senin fotoğraflarına bakmaya doyamamalıyım. Size hazırladığım albümün sayfalarını çevirirken gözlerim dolmalı ki, senin de yıllar boyu o günü aynı heyecanla anmanızı sağlayacağımı bileyim.

Bunu sağlamak için, düğün günü boyunca, günün her aşamasında aynı özen ve motivasyonla fotoğraf çekiyorum.

En sade nikah törenlerinde bile, günün önemli bir kısmı hazırlıklarla geçiyor. Düğünün sahne arkası sayılabilecek bu kısımda, aslında günün en duygu dolu hikayeleri yaşanıyor. Güzel bir kadından harika bir geline dönüşmen, sana destek olmaya gelen arkadaşlarınla geçirdiğin eğlenceli dakikalar, evden çıkış sırasında ailenle yaşadığın tatlı hüzün, hep bu ilk saatlerde yaşanıyor. Bu yüzden ben de günün fotoğraflarını çekmeye hazırlıklar sırasında başlıyorum. Alışılmış hazırlık fotoğraflarını değil, düğün hikayenin girişini oluşturacak estetik ve anlamlı fotoğrafları bu kısımda yakalıyorum. Üstelik sadece senin değil, arkadaşlarının ve sevimli yardımcılarının da hazırlıkları objektifime takılıyor.

Ülkemizde nikahlar genelde 5 dakikalık bürokratik prosedürler şeklinde kıyıldığı için, arkasında herhangi bir hikaye olmadığı sanılıyor. Oysa senin en çok heyecanlandığın, ailenin en çok duygulandığı anlar, imzayı attığın dakikalar. Nikah sırasında çektiğim fotoğraflarda sadece size ve imzalarınıza odaklanmıyorum. Nikah anında davetliler arasındaki diğer hikayeleri de kovalıyorum. Genelde bu fotoğraflardan, senin yaşanırken farkında bile olmadığın olağanüstü kareler çıkıyor.

Ülkemizde “dış çekim” adıyla beilinen gelin-damat fotoğrafları, düğünlerin olmazsa olmazı. Poz vermeyi en sevmeyen gelinlerin bile en az bir kaç tane pozlu fotoğrafa ihtiyacı oluyor. Aslınada dış çekim, düğün fotoğrafçılığının en kolay kısmı. Ama çift açısından da günün en zor kısımlarından biri 🙂 O yüzden, eğer poz vermekten hoşlanmıyorsan, bu çekimi düğün gününde hızlıca tamamlayabiliyoruz. Ama eğer bol bol pozlu fotoğrafın olsun istiyorsan, ve düğün günü fazla vaktin yoksa, dış çekimi farklı bir tarihte,  kendimizi kısıtlamadan gerçekleştirebiliyoruz. Sonuçta, ister 15 dakikalık kısa bir çekim olsun, ister 2 saatlik bir seans, gurur duyacağın sade düğün pozların oluyor.

Her güzel hikayenin güzel ve etkili bir sonuç bölümü olmalı. Günün anlam ve önemini kutladığın dakikalar bunlar. Belki düğün günü boyunca yaşadığın heyecanı dans pistinde atmak istiyorsun. Belki de sadece aile arasında organize ettiğin samimi bir yemek ortamında günü sonlandıracaksın. Her iki durumda da, düğün günü hikayenin finalini fotoğraflamak ve ölümsüzleştirmek için senin yanında oluyorum. Yine sadece seni ve yeni eşini değil, seninle birlikte mutluluğunu paylaşmaya gelen davetlilerinin hikayelerini kovalamaya devam ediyorum.

Günün birinde düğün fotoğrafçısı olacağımı söyleselerdi inanmazdım. Çünkü eskiden bildiğimiz düğün fotoğraflarında çiftler, saatler boyu bir düğün fotoğrafçısının karşısında yapmacık pozlar veriyorlardı. Ve ben bu pozları hiç içten bulmuyordum.

Benim düğün fotoğraflarım da aynı şekilde çekildi. O zaman da çekimlerde ne kadar kasıldığımı hatırlıyorum. Çünkü her ne kadar “çok güzel” olsalar da, ne gerçek “biz”i, ne sevgimizi, ne de düğünümüzle ilgili birşeyi anlatıyordu o pozlar. Bizden önce binlerce çiftin gittiği yerlere gitmiş, onbinlerce kere verdikleri, sevimli ama anlamsız pozları vermiştik.

“Neden böyle olmak zorunda” diye düşündüm. Elbette düğün gününde fotoğraf çektirmek gerekli, ancak bu fotoğraflar daha anlamlı, daha kalıcı olamaz mı?

İşte bu fikirden hareketle, düğünleri belgesel yaklaşımla ölümsüzleştiren bir düğün fotoğrafçısı olmaya karar verdim. Anlamlı, doğal ve sade düğün fotoğrafları arayan çiftlere, arayıp da bulamadıkları, en içtenlikle çekilmiş fotoğrafları vermek için. Anlamını ve güzelliği asla kaybetmeyecek, yıllar sonra bile onları tekrar içine çekip alacak fotoğraflar sunmak için.

Bir düğün fotoğrafçısı olarak misyonum;

• Sizin için, zamanın etkilerine meydan okuyan, duygu ve anlara odaklanan fotoğraflar üretmek
• Fotoğraflar aracılığıyla yıllar sonra bile size, birbirinize karşı olan ilk günkü hislerinizi hatırlatabilmek
• Düğün gününüzdeki duyguları tekrar yaşamanıza, ve gelecek nesillerinize doğru şekilde anlatmanıza yardımcı olmak.