İnsanlık çok tuhaf bir süreçten geçiyor. Covid-19 salgını nedeniyle dünyanın durma noktasına geldiği bu günlerde, bir çok sektör gibi düğün sektöründe faaliyet gösteren butik firma sahipleri ve serbest çalışanlar da beklenmedik bir durumla karşı karşıya kaldı. Hem çiftler, hem de butik firma sahipleri, düğünlerin ne zaman yapılabileceğini merak ediyor.
Hem bu tür firmaların, hem de markanın arkasındaki kişilerin, bu süreçte nelerle karşılaştığını, ve ne zaman normale dönecekleri ile ilgili öngörülerini toparlamak için, Türkiye’den ve yurt dışından arkadaşlarıma ve meslektaşlarıma fikirlerini ve deneyimlerini sordum.
Onlardan biri, Belçika’lı düğün ve aile fotoğrafçısı Stijn Willems. Salgının başlangıcı ve hızlı büyümesi herkes gibi onu da şaşkınlığa sokmuş. “Kış döneminde üçüncü çocuğumuz dünyaya gelmişti, ve yıl başı döneminde birikmiş fotoğraf düzenleme işlerimi bitirmiştim”, diyor Stijn. “Mart ayında aile fotoğraf çekimleri ve düğünler tekrar başlar diye düşünüyordum. Avrupa’da Covid-19’un ilk belirtileri görülmeye başladığında bir kaç aile seansı yapmıştım. Bir yandan sakin kalmaya çalışıp, bir yandan çiftlerime her şeyin yolunda gideceğini, en kötü ihtimalle hala dış çekim yapabileceğimizi anlatıyordum. Ama durum git gide kötüleşti, ve dış çekimlerle avunurken, hiç çekim yapamama durumuna geldik. Her şey çok hızlı gelişti. Bir anda hayat durdu, başta 3 haftalığına derken 7 haftadır bu durumdayız ve durum devam ediyor.”
Kısa süre önce dostum Ufuk Sarışen, Fearless Photographers tarafından 2020’nin dünya genelinde en iyi 10 düğün fotoğrafçısı arasında gösterilmişti. Kendisinin özellikle destinasyon düğünleri programı, salgının sebep olduğu seyahat sınırlamalarından etkilenmiş. “Bu kiriz Mart başı gibi başladığı için özellikle 2020 ikinci donem yani Temmuz sonrası rezervasyonlarını kesilmesine sebep oldu. Yani 2020 için zaten yeterli çekim sayısına ulaşamadım. Kalanların da büyük çoğunlu tarih değiştirdiler. Tarih değişikliği bir düğünüm hariç 2021’e, daha çok özellikle Mayıs ve Haziran 2021’e. Mevcut kalan düğünlerim de Temmuz ve Eylül 2020 de olacak gibi gözüküyor. Bunların büyük çoğunluğu yurt dışı düğünü olduğu için uçuşların açılması da önemli tabiki de. Hala büyük bir belirsizlik söz konusu netice olarak.”
Ufuk’un, salgın sebebiyle düğünleri riske giren çiftlerinin içlerini bir parça da olsa rahatlatmak için mail iletişimi kullandığını biliyorum. “Ben kriz başlar başlamaz tüm 2020 düğünlerime bir mail atarak, olasılıklarda nasıl hareket edeceğimizi bildirdim. Kaporalarının yanmayacağını, bunu tarih değiişkliğinde kullanabileceklerini ya da başka bir çekimde (aile çekimi, dış çekim vb) değerlendirebileceklerini anlattım. Çok olumlu geri dönüşler aldım ve birlikte yeni tarih belirlemek için görüşmelere başladık. Sadece bir çiftim 2021 de dolu olduğum bir günde düğün yapmakta ısrar etti. Onlara da başka bir fotoğrafçı arkadaşımı ayarladım. Genelde düşündüğümden daha kolay gitti bu süreç, büyük krizler ve tatsızlıklar yaşamadık karşılıklı ”
Kanada’da yaşayan Fransız düğün fotoğrafçısı Christophe Viseux de, ertelenen ya da iptal olan düğünler sebebiyle zorlanan isimlerden. Diyor ki; “Şu ana kadar 4 düğünüm iptal edildi ve 2 tanesi de 2021’e ertelendi. Sonbahar düğünlerimde hala bir değişiklik olmadı. Umarım da değişmez. Şu ana kadar etkilenen en uzak tarihli düğünüm Temmuz ayındaydı. Ağustos aylarına ise zaten ben kendim düğün işi almayıp tatil yapıyorum. İçinde bulunduğumuz durum, hem çiftler, hem küçük işletmeler, hem de şahıs şirketleri için çok zorlayıcı. Düğün sektöründe çalışan birisi olarak, elimden geldiğince anlayışlı ve esnek davranmaya çalışıyorum. Ancak öte yandan benim de korumam gereken bir işim var ve 2020 senesinin kayıplarıyla başa çıkmam gerekecek. Sonbahar sezonunun ve 2021 senesinin bu kayıpları telafi etmesini umuyorum”
Genel olarak Türk çiftlerin, Avrupa’lı ve Kuzey Amerika’lı çiftlere göre düğün hazırlıklarına daha geç başladığını biliyoruz. Salgın dönemdinde de düğünlerini erteleme kararını son dakikaya bırakmış görünüyorlar. Türkiye’deki butik gelinlik ve aksesuar firması Bridelymade ortaklarından Gökçe Okçuoğlu, Türk çiftlerin yaz aylarında düğün yapmak konusunda umutlu olduklarını gözlemliyor. “16 Mayıs tarihi itibari ile yapılan açıklamaların ardından birkaç gün içinde Mart ve Nisan aylarında gerçekleşecek olan düğünlerimizin tamamı ertelendi. İlerleyen günlerde Mayıs düğünleri de bu süreci takip etti. Bu hızlı ilerleyişin ardından, Haziran’da düğünü olan çiftlerimiz ile irtibatta kalmaya devam ettik. Mayıs ayı başında olduğumuz bu günlerde, Haziran ve Temmuz düğünlerinin sadece %10’unun ertelendiğini söyleyebiliriz. İlk aylarda gerçekleşen hızlı ertelemeler, bu aylarda olmayacak gibi görünüyor. Bu aylar için hızlı bir şekilde erteleme kararı alan çiftlerimizin ortak özelliği, düğünlerine yurt dışından katılacak olan, ancak uçuşlar iptal edildiği için gelemeyecek olan aile büyüklerinin olması. Elbette, neredeyse her sabah yeni bir haber ve yeni bir karar ile uyandığımız şu günlerde, hiçbir şey ile ilgili kesin konuşmak mümkün olmuyor. Ancak bizler; yaz aylarında gerçekleşecek olan düğünlerin, yeni kurallar ve yeni bir sistem ile gerçekleşeceğine inanıyoruz. Avm’lerin bile belirli kurallar ile açılmasının konuşulduğu şu günlerde, benzer düzenlemeler düğünler için de uygulanacaktır düşüncesindeyiz.”
Ancak ben bu yazıyı hazırlarken, en azından Eylül’e kadar düğün yapmanın pek mümkün olmayacağı haberi geldi. Gökçe Hanım’ın da belirttiği gibi, her gün yeni bir haberle karşılaşıyoruz. Türkiye’de son açıklanan aksiyon planına göre, normalleşme sürecinin düğün gibi aktivitelere izin verilmesini de içeren üçüncü aşamasının Eylül’de başlaması hedefleniyor. Bu haber üzerine, daha önce düğününü Haziran’dan Eylül’e ertelemiş olan bir çiftim, tekrar iletişime geçerek bu sefer 2021’e bırakmaya karar verdiklerini iletti. Eylül’de düğün yapmanın serbest bırakılması, kalabalık davetler yapmak konusunda bir çok çiftin içini rahatlatmaya yetmeyecek gibi görünüyor.
Salgın sebebiyle çiftlerin düğünlerini ertelemesinin yanı sıra, farklı ülkelerin getirdiği farklı kısıtlamalar da göze çarpıyor. Stijn Willems, Belçika’da normale dönüşün Eylül ayından önce olmayacağı görüşünde. “17 Mart’ta Belçika yumuşak bir karantinaya girdi. Okullar, kreşler, iş yerleri ve zorunlu olmayan seyahatler durduruldu. Çiftler hala belediyenin nikah salonunda evlenebiliyor, ama kimsenin katılmasına izin verilmiyor; ne davetliler, ne şahitler, ne aile üyeleri, ne de fotoğrafçılar. Tüm düğün mekanları kapalı, ve tekrar açılabilmeleri için ne gibi düzenlemeler gerektiği ile ilgili hala bilgi yok. Belki bu yaz küçük törenlere izin verilebilir, ama ondan bile emin değilim. Belçika’da düğün günleri uzun geçer, bol bol yenir, içilir, dans edilir, ve herkes iç içedir. Açıkçası tekrar böyle düğünlere ne zaman izin verilecek, kestirmek zor. Umarım Eylül’den sonra normal günlere döneriz, ama o da kesin değil.”
Salgının en etkili olduğu ülkelerden İspanya’da düğünlere izin verilmiyor. İspanyol düğün fotoğrafçısı Miguel Onieva, “Şu anda İspanya’düğünler yapılamıyor” diyor. “Belki durumlar kontrol altına alınabilirse Mayıs sonu ya da Haziran başında bazı bölgelerde ve kısıtlamalar dahilinde küçük düğünler yapılmaya başlanabilir. İspanya’çiftlerin çoğu tarihlerini değiştiriyor. Örnek olarak bir çiftim tarihini önce Mayıs’tan Ekim’e kaydırdı, sonra 2021 Temmuz’a aldı. Bence bizler gibi firmaların da elimizden geldiğince çiftlere yardımcı olmamız gerekiyor.”
Bu süreç çiftler için de bir çok belirsizlik içerdiğinden, onlar da düğün planlamalarına ara vermiş görünüyorlar. Hem kendi deneyimlerim, hem de meslektaşlarımdan aldığım bilgi gösteriyor ki, şu dönemde çiftler düğün fotoğrafçısı arayışlarını askıya almış durumda. Çoğumuz telefon ve mail ile teklif isteyen çiftlerin sayısında önemli bir düşüş yaşıyor. Sadece son bir kaç gündür insanlar tek tük, fotoğrafçı araştırmalarına geri dönmeye başlıyor.
Ancak en azından, düğünün yapılacağı tarihi rezerve etmek zorunda olmadan hizmet verebilen firmaların telefonları, diğerlerine göre daha erken çalmaya başlamış gibi görünüyor. Bridelymade gibi gelinlik firmaları buna örnek. Gökçe Hanım, “Bu süreç, bizim için gerçekten süprizlerle dolu oldu” diyor. “İlk dönemde yani Mart ayının ikinci yarısında, telefonlarımızın tamamen durduğunu söyleyebiliriz. Hepimiz bu duruma alışmaya çalışırken adeta hayat durdu, ve önceliklerimizin değiştiği bir dönem yaşadık.Ancak Nisan ayı itibari ile, çok yoğun telefonlar almaya başladık. Öyle ki, mağazamız açıldığında haberdar olmak istediğini belirten gelin adaylarımızdan oluşan yaklaşık 50 kişilik bir listemiz oluştu! Biz kendi tecrübelerimize dayanarak şunu içtenlikle belirtebiliriz ki, tüm zorluklara rağmen hayat devam ediyor, ve çiftlerimiz bu zor günlerin geride kalacağına inanarak en özel günlerini planlamaya devam ediyor.Nisan ayının son haftası itibari ile, haftada 2 gün ve günde 3 randevu alacak şekilde mağazamızı açtık. İletişim bilgilerini bırakan gelin adaylarımıza dönüş yapmaya başladık. Bu süreçte çok yoğun bir ilgi ile karşılaştığımızı söyleyebiliriz.”
Pendemi durumu, firmaları iş modellerini tekrar gözden geçirmeye, ya da alternatif pazarlara da açılmaya sevketmiş. Christophe Viseux, bu konuda daha önceden ilk adımları atmış. “Düğün fotoğrafçıları olarak, sezonluk işlere ve uzun dönem rezervasyonlara bağlıyız. Normalde bu durum, görünürlük ve nakit akışı gibi bazı avantajları da beraberinde getiriyor, fakat bu salgın bize sadece bu iş modeline güvenmenin sıkıntılarını da gösteriyor. Son birkaç yıldır bu olasılıklar aklımı meşgul ediyordu, ve bu sebeple hizmetlerimi kurumsal fotoğrafçılık alanına doğru genişletmeye başlamıştım. Kurumsal işlerin düğünlerden daha önce normale döneceğini düşündüğüm için, bunun faydasını göreceğimi tahmin ediyorum. Zamanında iş çeşitliliğine gitmiş olmaktan memnunum, ama bundan sonra bu konuda daha da fazla çaba göstereceğim. Açıkça görülüyor ki, sadece bir tek iş aktivitesine odaklanmak oldukça riskli. En ideali, pasif gelir sağlayacak bir çeşit online iş fırsatı geliştirmek harika olurdu. Bunun düğünlerle, hatta fotoğrafçılıkla ilgili olmasına bile gerek yok. Hayat normale döndüğünde bu konuyu biraz daha deşip, yeni ve sürdürülebilir iş modelleri keşfetmem gerekecek.”
Miguel Onieva, bu dönemde ayakta kalabilmek için eğitimlere ağırlık vermiş. “Ben normalde düğünlerin dışında etkinlik, aile, ve foto-röportaj gibi fotoğrafçılık hizmetleri de sunuyorum. Şimdi bu alanlar için yeni stratejiler geliştiriyorum. İzolasyon günlerinde ise, dünyanın bir çok yerinden kendilerini geliştirmek isteyen ve tecrübelerime güvenen fotoğrafçılara bire bir online eğitimler verdim. Pandemi boyunca da bu eğitimlere devam edeceğim. Sektörün uzun süre eskisi gibi olmayacağı, bir çok insanın katıldığı kutlamaların yapılamayacağı fikrindeyim. Ama elbette hepimiz değişen koşullara uyum sağlayacağız.”
Bridelymade ise, düğün sektöründe olabilecek değişimleri öngörerek, ürün çeşitliliğini uygun şekilde güncelleme yoluna gitmiş. “Elbette hepimizin öncelikli hedefi sağlıkla hayatta kalmak. Ancak mutlaka farkında olmamız gereken bir gerçek de, salgın sonrası dönemde iş yapış şeklimizde köklü değişiklikler olacağıdır. Biz firma olarak, 2020 yaz sonrası ile başlayan ve 2021 kış sonuna kadar devam eden dönemde, çiftlerin daha butik davetlere ve nikahlara yöneleceğini düşünüyoruz. Özellikle aşı veya ilaç keşfi gerçekleşmezse, çiftler uzun vadeli maddi planlar yapmakta önceki yıllar kadar cesaretli olamayacaktır. Binlerce liralık kaporaların düğün mekanlarına, gelinlik firmalarına, organizasyon firmalarına vs neredeyse 1 yıl önceden verilmesi eskisi kadar kolay olmayacak. Bununla birlikte, hazılık sürelerinin azalacağını ve 2-3 ay içerisinde organize edilecek olan nikah davetlerinin artacağını düşünüyoruz.Dolayısı ile bizler, önümüzdeki dönemde nikah elbisesi koleksiyonumuzu genişletme kararı aldık. Çiftlerimize; özel dikim yerine hazır olarak ve tek bir tadilat provası ile teslim alabilecekleri, nikah sonrasındaki fotoğraf çekiminde de son derece şık duracak tasarımlar sunmaya özen göstereceğiz. Bu çalışmaya şimdiden başladık, ve yaklaşık 15 parçalık bir nikah elbisesi koleksiyonunu gelin adaylarımızın beğenisine sunduk.”
Ben de önümüzdeki aylar için, düğün davetlerinin küçülüp samimileşme trendine gireceğine dair işaretleri gözlemliyorum. Düğününü erteleyen çiftlerimden iki tanesi, kalabalık bir düğün yapmaktan vazgeçerek, planlarını samimi bir destinasyon düğünü yapacak şekilde revize ediyorlar. Düğününü erteleyen başka bir çiftim ise, nikahlarını salgın sırasında, davetliler olmaksızın gerçekleştirip, Instagram’dan canlı yayınladı. Önümüzdeki aylarda şunun gibi inziva düğünleriyle daha çok karşılaşabiliriz.
Butik düğün firmaları her ne kadar marka olarak öne çıksa da, arkalarında ardında etten, kemikten ve duygulardan oluşan bireyler var. Bu kişiler, sadece işlerini değil, günlük hayatlarını da sosyal mesafe ve karantina durumuna adapte etmeye çalışıyorlar. Ufuk Sarışen, normal dönemlerin yoğunluğunda çok zaman ayıramadığı komşuluk ilişkilerine ve kendisine hayatında biraz daha yer açmış:” Bu sure içinde videolar izlemeye çalışıyorum, çok önemli fotoğrafçılar harika workshoplar veya söyleşiler yapıyor internet üzerinden. Önümüzdeki gunlerde buna agırlık vereceğim. Bu arada 2019 ve 2018 dugunlerimden 48 adet blog post yazdım. Bunları zaten yazacaktım dugun cekimleri temposu icerisinde ama bu şekilde çok daha detaylı ve sistematik çalışabildim. Ailemin fotoğraflarını çekmeye bolca zamanım oluyor bu donemde, makine hep elimin altında ki bu evde sık yaptığım bir şey değildi. Elbette aile ile çok verimli vakit gecirebiliyoruz. Bu arada ben müstakil evlerden oluşna bir site içinde yaşıyorum. Şehir merkezinden de uzak bir hayatımız var. Evlerin tüm bahçeleri birbirine açık ve sosyal mesafe içinde komşular ile ve arkadaşlar ile daha sık gorusur olduk. Oldukça eğlenceli ve keyifli geçiyor bu günler. Plansız programsız yaşamayı gerçekten özlemişim. Bolca spor yapmaya başladık, doğa yürüyüşleri girdi hayatıma. Bu donemin bendeki en güzel etkisi sosyal medayadan oldukça uzaklaşmış olmam. Zorulu haller dışında telefonu odamda şarja bırakıp unuttugum çok zaman oluyor.”
Firma sahiplerinden bazıları, bu salgının sadece ekonomik etkilerine değil, kendisine karşı da savunmasız. Miguel, kendisi hastalığa yakalanıp atlatmış olan fotoğrafçılardan. “Ben kendim de Covid-19’e yakalanıp hastanede yattım. Ama hastalığı atlattım. Şimdi kendimi yepyeni bir insan gibi hissediyorum. Hayattan ne istediğime dair fikirlerim daha netleşti. İzolasyon sürecini de online eğitimler vererek, okuyarak ve kendimi geliştirmeye çalışarak geçiriyorum.”
Stijn Willems ise, fotoğraf çekmeyi özleyince, hem içinde bulunduğu topluluğa, hem de işine yardımcı olabilecek bir projeye başlamış: “İlk haftalardaki telaş geçtikten sonra, fotoğraf çekmeyi özlemeye başladım. Özellikle fotoğrafın duyguları tetikleme gücünü özledim. Internette kapı önü portreleri fikrini gördüm. Çocuklarımla bol bol yürüyüş ve bisiklet gezileri yapmaya başladık, ve geziler sırasında komşularımın fotoğraflarını, evlerinin kapısının önünde çekmeye başladım. Bunlardan bazılarını internette paylaşınca, daha fazla insan bu çekimlerden istemeye başladı. Ben de yürüyüş ve bisiklet rotamı uzatmaya başladım.”
Stijn, kendi ailesinin de fotoğraflarını aynı şekilde çekmiş. Fotoğrafladığı aileler için de buna benzer fotoğraflar üretiyor.
Stijn çekimleri şu şekilde anlatıyor: “Rotamınızı planlarken, çekimi ne zaman yapacağıma, ya da ışığın nasıl olacağına hiç kafa yormuyorum. Sadece yaklaşırken ailelere bir mesaj gönderiyorum, ve vardığımda sadece ortalama 5 tane fotoğraf çekiyorum. Sadece 30 saniye sürüyor. En hoşuma giden de bu sadelik zaten. Neredeyse herkes eve kapalı kalmış durumda ve aynı şeyleri hissediyor. Ama bu 30 saniye onlara gülümsemek ve keyif almak için bir fırsat oluyor. Bazı aileler benim mesajımı heyecanla beklediklerini, ve sonrasında da fotoğraflardan çok memnun olduklarını söylüyorlar. Başka insanlardan da bu fotoğraf serisini çok beğendiklerini duyuyorum. Benim için bu, fotoğrafın gücünü hissettiren bir deneyim. Seriyi takip eden herkesin de birbirine bağlarını arttırdığını görüyorum. Şu ana kadar bu şekilde 100’den fazla aileyi fotoğrafladım. Bunun sayesinde takipçilerim de arttı, ve bu seri hakkında bazı makaleler yazıldı. Umarım bu momentumu kullanarak daha fazla aileye ulaşabilirim ve iptal edilen düğünlerin kaybını biraz olsun karşılayacak kadar küçük çekimler alabilirim.”
Peki ya ben? Ben de nihayet sosyal izolasyonda kendi ailemin günlük yaşamını fotoğraflamaya başlayabildim. Fearless Photographers topluluğundaki bazı arkadaşlar, bir Facebook grubu kurarak kendilerinin ve ailelerinin sosyal izolasyonunu belgelemeye ve paylaşmaya başladılar. Ben de onlardan ilham alıyorum, ancak elbette benim oğlum benzer şebeklikler yapacak yaşları geride bıraktı 🙂 Bir yandan da zorlu PMP sertifikası sınavına hazırlanıyorum. Bana şans dileyin 🙂
Bu yazıda adı geçen butik düğün firmalarının çalışmalarını Instagram’da incelemek isterseniz;
Christophe Visuex Instagram hesabı
Stijn Willems Instagram hesabı
Miguel Onieva Instagram hesabı
…ve tabi kendi Instagram hesabım 🙂
Bu yazıda en çok ilginizi çeken şey ne oldu?