Seçil ve Ömer’in yollarını kesiştiren, seçtikleri kariyerdi. Her ikisi de film ve dizi çevirisi ve seslendirmesi üzerine çalışıyordu. Sonunda önce işlerini, sonra hayatlarını birleştirmeye karar verdiler. İstanbul Boğazı’nda bir teknede yaptıkları düğün hikayelerini fotoğraflamam için de bana ulaştılar. İşte çiftin gün boyu düğün hikayesi.
Seçil ile ilk telefon görüşmemizi hatırlıyorum. Yurt dışında yaşarken bir arkadaşının İtalya’daki düğününe katıldığını anlatmıştı bana. O düğünde çekilen, sadece pozlara değil, gerçek anlara ve yaşanan duygulara odaklanan doğal fotoğraflardan çok etkilenmişti. Kendi düğün fotoğrafları için de benzer yaklaşım istediğine karar vermişti.
Türkiye’de fotoğrafçı ararken, sadece gelin ve damadın poz verdiği fotoğraflara odaklanıldığını görüyordu. Poz verilmemiş fotoğraflarda ise bir duygu ya da anlam yoktu. Ya düğün detayları, ya da benim “kaş-göz-kirpik fotoğrafı” olarak tanımladığım hazırlık fotoğrafları çıkıyordu karşısına. Bu yüzden, tam umudunu kaybetmek üzereyken benim fotoğraflarımla karşılaşınca çok mutlu olmuştu.
Düğün günü Seçil’e ailesinin evinde katıldım. Burada gelin hazırlıkları sürerken, bir yandan da Seçil’in yurt dışından gelen sevdikleri bize katılıyor, evi şenlendiriyorlardı.
Hazırlıkların ardından kısa bir dış çekim için yakındaki Beykoz Korusu’na geçtik. Burada birkaç sevimli yavru sokak köpeği de çifti tebrik etmek istercesine yanımıza geldi. Sonrasında nikah ve düğün için tekneyle açıldık, ve eğlence gecenin sonuna kadar sürdü.
Bu yazıda en çok ilginizi çeken şey ne oldu?